Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kişi, önüne semer kaşı kadar bir şey bırakmadan namaz kılarsa; (önünden geçtiği takdirde) siyah köpek, kadın, eşek namazını bozar..." Ebu Zerr'e dendi ki: "Siyahın kırmızıdan, beyazdan farkı nedir?" Şu cevabı verdi: "Ey kardeşimin oğlu! Sen bana, benim Resulullah (sav)'a sorduğum şeyi sordun. Efendimiz: "Siyah köpek şeytandır" buyurmuştu."
Resulullah (sav), bayram günü (namaz) için çıkınca bir harbe alınmasını emrederdi. Harbe, (namaz sırasında) Aleyhissalatu vesselam'ın önüne konur, O da halk arasında olduğu halde harbeye doğru namaz kılardı. Efendimiz sefer sırasında da böyle yapardı. Bu sünnete ittibaen ümera da harbe kullanır oldu.
Resulullah (bazan) bineğini (sütre) olarak öne koyar, ona doğru namazını kılardı. Bir diğer rivayette: "Aleyhissalatu vesselam devesine doğru namaz kılardı" denmiştir.
Ben, Resulullah (sav)'ı çubuğa, direğe ve ağaca karşı namaz kılar vaziyette ne zaman görmüşsem, her seferinde onları sağ kaşının veya sol kaşının karşısına almış görmüşümdür. Hiçbir zaman sütresini tam karşısına almadı.
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Biriniz sütreye karşı namaz kulınca ona yakın olsun, ta ki şeytan namazını bozmasın."
Resulullah (sav), kızı Zeyneb'in kerimesi olan torunu Ümame'yi omuzunda taşıdığı halde halka namaz kıldırırdı. Secdeye varınca çocuğu (yana) bırakır, kıyam için doğrulunca tekrar omuzuna alırdı.
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Sizden biri namaz kılarken uyuklayacak olursa, uykusu gidinceye kadar hemen yatsın. Zira, uyuklayarak namaz kılanınız, istiğfar ederken kendi nefsini sebbetmeye kalkar da farkında olmaz."
Abdullah İbnu'l-Haris'i,-saçını arkadan topuz yapmış olduğu halde- namaz kılarken görmüş, arkasında durup, topuzu çözmeye başlamış, öbürü de kımıldamayıp, ona imkan tanımıştır. İbnu'l-Haris namazını bitirince, İbnu Abbas'a gelip: "Benim saçımla niye ilgilendin?" diye sormuş, İbnu Abbas (ra) şu cevabı vermiştir. "Ben Resulullah (sav)'ı işittim, demişti ki: "Böylesinin misali, kolları arkasından bağlı olduğu halde namazını kılan kimsenin misalidir."
Resulullah (sav)'ın azadlısı Ebu Rafi, Hasan İbnu Ali (ra)'ye uğradı. Hasan, örgülerini ensesinde topuz yapmış olduğu halde kalkmış namaz kılıyordu. Ebu Rafi topuzunu çözdü. Hasan (ra) öfkeyle ona baktı. Ebu Rafi (ra): "Öfkelenme, namazına devam et, çünkü ben Resulullah (sav)'ın: "Bu, şeytanın minderi, yani oturma yeridir" dediğim işitmiştim (de onun için çözdüm)" dedi.
Hz. Aişe (ra)'nin yanında idik. Yemeği getirildi. Derken Kasım İbnu Muhammed namaza kalktı. Hz. Aişe: "Resulullah (sav)'ın şöyle söylediğini işittim" dedi. "Yemeğin yanında namaz kılınmaz, iki habisin (yani büyük ve küçük abdestin) sıkışmasında da kılınmaz."
Ravi halka imamlık yapıyordu. (Bir seferinde) ikamet getirilmişti. Bir adamın elinden tutup öne sürdü ve: "Resulullah (sav): "Namaz başlarken birinizin hela ihtiyacı gelirse, önce helaya gitsin!" dediğini işittim" dedi.
Resulullah (sav) öğle namazmın ilk iki rekatini tamamlamıştı (oturması gerektiği halde oturmadan) kalktı. Namazı bitirince iki (ziyade) secde daha yaptı, ondan sonra selam verdi.
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Namaz kılarken üç mü kıldım dört mü kıldım diye şüpheye düşerse, eğer zann-ı galibin dört ise hemen teşehhüd yap, sonra sen daha dururken ve selam vermemişken iki secde daha yap, sonra aynı şekilde teşehhüd oku, sonra selam ver." (Ebu Davud der ki: "Bu, İbnu Mes'ud'dan rivayet edilmiştir. Alimlerden kimse bunu Resulullah'a nisbet etmedi.")
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Biriniz namazında, iki mi kıldım, üç mü kıldım diye şekke düşerse, şekki atsın, yakin kesbettiği hususu esas alsın, sonra da selam vermezden önce iki secdede bulunsun. Eğer (bu kıldığı ile) beş rek'at kılmışsa, namazını onunla (sehiv secdesiyle) çift yapmış olur. Dördü tam kılmış idiyse, o iki secdesi, şeytanın burnunu sürtme olur."
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Biriniz namazında yanılır da bir mi iki mi kıldığını bilemezse, namazını bir üzerine bina etsin; iki mi üç mü kıldığını bilemezse iki üzerine bina etsin; üç mü dört mü kıldığını bilemezse üç üzerine bina etsin, sonra da selam vermezden önce iki (ziyade) secde yapsın..."