Resulullah (sav) buyurdular ki: "İslam şehirlerinden en son harap olacak olan Medine'dir."
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Medine'yi, taşıdığı yüce hayra rağmen terkedecekler. Onu rızık arayanlar yani kuşlar ve kurtlar istila edecek, Oraya [en son gelecek] iki çoban bu maksadla Müzeyne'den çıkıp koyunlarını ayarlayacaklar. Fakat Medine'yi vahşi hayvanlarla dolmuş bulacaklar. Seniyyetü'l-Veda'ya ulaştıkları vakit yüzüstü düşe(rek ölecekler)."
Resulullah (sav) buyurdular ki: "İman Medine'ye çekilecek, tıpkı yılanın deliğine çekilmesi gibi."
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Allah Teala hazretleri Medine'yi Tabe diye tesmiye buyurdu."
Resulullah (sav) bir seferden dönünce, Medine'nin duvarlarına bakar, develerini hızlandırırdı. Eğer bir bineğin üzerinde ise, onu tahrik ederdi. Bu davranışı Medine'ye sevgisinden ileri gelirdi.
Resulullah (sav) Tebük'ten dönünce, (sefere katılmayıp Medine'de kalmış olan) mütehallifinden bazıları onu karşıladılar. Bu sırada toz kaldırdılar. Bunun üzerine beraberinde bulunanlardan bazıları burunlarını sardı. Resulullah (sav) yüzündeki sargıyı çıkardı ve: "Nefsimi kudret elinde tutan zata yemin olsun. Medine'nin tozu, her hastalığa şifadır!" buyurdu ve O'nun devamla "Cüzzamdan, barastan (ala terlikten)" diye saydığını gördüm. [Rezin tahric etmiştir.]
Resulullah (sav) her cumartesi günü Kuba Mescidini binekli ve yaya olarak ziyaret ederdi ve içinde iki rek'at namaz kılardı.
Resululah (sav) buyurdular ki: "Kim evinden çıkıp Kuba mescidine gelir ve orada iki rek'at namaz kılarsa bu ona bir umreye bedel olur."
Resulullah (sav) buyurdu ki: "Uhud öyle bir dağdır ki biz onu severiz, o da bizi sever."
Resulullah (sav), Zü'l-huleyfe'de, vadinin içinde istirahatgahında iken yanına gelip kendisine: "Sen mübarek Batha'dasın!" diyen olmuş. Musa İbnu Ukbe der ki: "Salim rahimehullah, Abdullah'ın devesini indirdiği mescidin yanına bizim de devemizi ıhdırdı. Abdullah İbnu Ömer orada Resulullah'ın istirahat ettiği yeri araştırmak gayesiyle devesini ıhtırırdı. Orası, vadinin dibindeki mescidin aşağısında, mescidle kıble arasında orta bir yerdir."
İbnu Abbas, Hz. Ömer (ra)'den naklen anlatıyor: "Resulullah (sav)'ın Akik vadisinde olduğu sırada şöyle söylediğini işittim: "Bana Rabbimden bir elçi geldi ve "Bu vadide namaz kıl ve Hacc için de umre(ye niyet ediyorum) de!" emretti."
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kişinin evindeki namazı, benim şu mescidimde kılacağı namazdan efdaldir; tabii ki farzlar hariç."
Abdülvahid İbni Ziyad merhum, merfu olarak şunu rivayet etmiştir: "Kişinin çölde kılacağı namazı, tamamladığı takdirde cemaatle kılacağı namazdan efdaldir." [Rezin tahric etmiştir. Hadis, Ebu Davud'da gelmiştir, (Salat 49, (560)]
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Cemaatle kılınan namaz münferid kılınan namazdan yirmi yedi derece üstündür." -"Yirmi beş derece" diye de rivayet edildi.-"
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Köyde olsun, kırda olsun üç kişi olur da orada cemaatle namaz kılınmazsa, şeytan onlara galebe çalmış demektir. Size cemaatle namaz kılmanızı tavsiye ederim." [Rezin şu ziyadede bulunmuştur: "Zira insanın kurdu şeytandır. Onu yalnız yakaladı mı yer."]