Resulullah (sav) buyurdular ki: "Beyt'i (Kabe-i Muazzama'yı) kim elli defa tavaf ederse, günahlarından çıkar ve tıpkı annesinden doğduğu gündeki gibi olur." (Buradaki tavaftan maksad, şavtlar olmayıp, elli tam tavaftır)
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kim, hacc veya umre için Mescid-i Aksa'dan Mescid'i Haram'a (kadar) ihrama girerse, geçmiş ve gelecek bütün günahları affedilir veya cennet kendisine vacib olur." -Ravi, Resulullah'ın hangisini dediği hususunda şekke düştü-
Resulullah (sav), Ensar'dan Ümmü Sinan admdaki bir kadına: "Bizimle haccetmekten seni ne alıkoydu?" diye sordu. Kadın: "Ebu fülanın (kocasını kasteder) sadece iki sulama devesi var. Biriyle o ve oğlu haca gitti, öbürü (ile de ben kaldım) arazimizi suluyor (um)" dedi. Bunun üzerine Resulullah (sav): "Öyleyse Ramazan'da (yapacağın) umre, (kaçırdığın) bir haccin veya benimle (yapmış olacağın) bir haccin kazasıdır. Ramazan gelince umre yap. Zira Ramazan'daki bir umre hacca muadil olur."
Bir kadın Resulullah (sav)'a gelerek: "Ben haccetmek için hazırlık yapımştım. Bana (bir mani) arz oldu ne yapayım?" "Ramazan'da umre yap, zira o ayda umre tıpkı hacc gibidir" buyurdu.
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Hiç bir kul, kurban günü, Allah indinde kan akıtmaktan daha sevimli bir iş yapamaz, Zira, kesilen hayvan, kıyamet günü boynuzlarıyla, kıllarıyla, sınnaklarıyla gelecektir. Hayvanın kanı yere düşmezden önce Allah indinde yüce bir mevkiye ulaşır. Öyle ise, onu gönül hoşluğu ile ifa edin." (Rezin şunu ilave etmiştir: "Kurban sahibine, hayvanın her bir tüyü için sevap vardır.")
Resulullah (sa}'a: "Hangi hacc daha efdaldir?" diye sorulmuştu. "Yüksek sesle telbiye getirilip, kurban kesilerek yapılan hacc!" diye cevap verdi."
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Küçüğün, büyüğün, zayıfın, kadının cihadı hacc ve umredir."
Bir gün Resulullah (sav) bize şöyle hitab etti: "Ey insanlar, size hacc farz kılınmıştır. Şu halde haccı eda edin. Cemaatte bulunan bir adam: "Her sene mi, Ey Allah'ın Resulü?" diye sordu. Resulullah (sav) cevap vermedi. Adam sorusunu üç kere tekrar etti. Bunun üzerine: "Ben sizi bıraktıkça siz de beni bırakın, (Madem ki sükut ettim, niye sormada ısrar ediyorsunuz?) Şayet (sorunuza) "Evet!" deseydim, her yıl haccetmek vacib oluverirdi ve buna güç yetiremezdiniz. Şunu bilin ki, sizden öncekileri helak eden şey, çok sual sormaları ve peygamberleri hakkında ihtilaflarıdır. Size bir iş emrettiğim zaman, bunu gücünüz yettiğince ifa edin, bir yasaklamada bulunduğum vakit de ondan kaçının (bu emir ve yasakla ilgili olarak aklınıza gelen her şeyi sormaya kalkmayın)"
Resulullah (sav) efendimiz şöyle buyurdular: "Kim kendisini Beytullahi'l-haram'a ulaştıracak kadar azık ve bineğe sahip olduğu halde haccetmemişse onun Yahudi veya Hıristiyan olarak ölmesi arasında fark yoktur. Zira, Cenab-ı Hakk şöyle buyurmuştur: "Oraya yol bulabilen insana, Allah için Kabe'yi haccetmesi gerekir" (Al-i İmran 97)."
Akra' İbnu'l-Habis (ra), Resulullah (sav)'a: "Hacc her sene midir, ömürde bir kere midir?" diye sordu. Resulullah (sav): "Bir keredir, fazla yapan nafile olarak yapmış olur!" diye cevap verdi."
Resulullah (sav)'ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: "İslam'da hacc yapmamak (saruret) yoktur."
Resulullah (sav)'ın şu sözünü rivayet etmiştir: "Hacc yapmak isteyen acele davransın."
Resulullah (sav)'dan: "Umre vacib midir?" diye sorulmuştu, şu cevabı verdi: "Hayır! Ancak, umre yapmanız faziletli bir ameldir."
İbnu Abbas (ra)'ın "Umre vacibtir" dediği rivayet olunmuştur.
İbnu Mes'ud (ra) hazretleri şöyle kıraat ederdi: ... ve derdi ki: "Eğer günah olmasaydı -Resulullah (sav)'dan bu mevzuda hiç bir şey işitmemiş olmama rağmen- umre vaciptir derdim." (Rezin ilavesi)